Bir gezi yazısıyla karşınızdayım! Zaten blog açma hevesimde en büyük etkenlerden biri gidip gördüğüm yerleri, orada keşfettiğim şeyleri, yaptığım çıkarımları insanlarla paylaşmak istememdi. Her geziden döndükten sonra 'Tüh ya keşke günlük tutsaydım!' ya da 'Gezdiğim yerleri niye not etmedim ki yine unutacağım şimdi.' gibi triplere girdiğim için bu sefer vakit geçirmeden yazayım dedim vee tabii gezerken de sonradan hatırlamamı kolaylaştıracak notlar tuttum telefonuma. Bkz:
Bu notlarla da kısaca yazıda nelerden bahsedeceğimi öğrenmiş olduk.
1.) Mevlana Üniversitesi
Sabah Ankaradan biraz geç çıkınca öğleye doğru Konyada olduk ve bize beleş yemek yedirecek olan Mevlana üni.'e geldik. Yemeklerimizi yedik, tanıtımlarını dinledik. E tabii sonra özendik 'Ayy burayı mi tercih etseeek çok göüzeel' filan olduk. Sonra puan kataloglarında puanlarının da çok güzel olduğunu gördük tabii. [Ve ergenlerin hayalleri balon köpüğü gibi söner...]
Ciddi olarak bahsetmem gerekirse gerçekten güzel üniversiteydi hem bina hem eğitim olanakları olarak. MFcilere özel kadavra odasına girdik bi güzel inceledik kadavrayı filan (gerçi ona kadavra denmiyor ama ne dendiğini de bilmiyorum. Eğer gittiyseniz şu hani Body World'deki derisi yüzülmüş adamlardandı işte) sonra da TMciler için duruşma salonuna gittik cübbeler giyip 'Adalet mülkün temelidir' yazısının önünde fotoğraf filan çekindik. Öyle.. Güzeldi vesselam. Aslında böyle güzel anlatmamam lazım sonra burda anlattığımı gören birisi orayı tercih edip önüme geçerseee :D İşin şakası bi yana zaten girmemin imkanı yok bari girebilecek olanlar girsin ne diyeyim -.- (Bu arada üniversite özel ama tabii ben burslu kısmı için konuşuyorum çünkü babamlara o kadar parayı ödetecek yüzüm yok)
2.)Alaaddin tepesi ve Alaaddin Keykubat Camii
Dünyanın en büyük doldurma tepesiymiş Alaaddin tepesi. Alaaddin Keykubat döneminde yaptırılmış tepe ve üzerindeki camii. Pek bi özelliği yok. Yeşillikli, güzel. Bu arada doldurma tepe üzerinde olduğundan, Alaaddin Camiinin tabanının her yıl biraz daha kaydığını biliyor muydunuz?
Bu seccade kenarlarından tabana çivili ama taban her yıl biraz biraz kaydığı için şekli şemali bozulmuş seccadenin.
Bu direkler de taban kaydıkça yamulduğu için camini temeli sarsılmasın diye kelepçelenmiş ve yamukluk önlenmeye çalışılmış yine de yer yer iyice yamulmuş direkler görülüyor.
3.)Şems Tebrizi Türbesi 4.)Mevlana Türbesi/Müzesi
Konyada ziyaret edilecek en önemli yerler. Uhrevi bir ortam. Rabbim bizi onlarla cennetinde kapı komşusu eylesin İnşaAllah.
Mevlana türbesine 18 yaş altı ve 65 yaş üstü kimlik gösterip ücretsiz girebiliyordu. Normal giriş ücreti ise 3 TL. Kimliğim yanımda yoktu ama neyse ki iyi bi abla vardı ve geç hadi geç dedi ücretsiz geçirdi kahkihkoh :D 18 olmadan önce tüm 18 yaş altı fırsatlarından yararlanmak istiyoruuum. Ben yaşlanmak istemiyoruuum -.-
Neyse içeri girdik. Türbede sadece Hz.Mevlana değil bir sürü alim de yatıyor. Onlara dua ettik. Ben zaten daha önce gelmiştim o yüzden dua etmiş kenarda oturuyordum sonra hoca beni kolumdan çekip götürmeye başladı. Gel sana bir şey göstereceğim dedi ve türbelerin yanına götürdü. Türbelerin yanındaki mermerde küçük bi yarık vardı.
Bana: 'Bak bunu rehberler dahil çoğu kimse bilmez sana bir şey göstereceğim. Biliyorsun türbeler aşağıda toprakta yani bu tabutların içinde değil. Bu mermerdeki yarığı kokla bak topraktan nasıl bir koku geliyor.' dedi. Ve kokladım. Gerçekten çok çok güzel kokuyordu. Gül kokusu gibi bi koku geliyordu ve yarığın türbelere yakın kısmından daha yoğun koku alınıyordu. Gömülmeden önce gül suyuyla filan yıkamışlardır heralde orada yatan alimleri dedi hoca ama belki de bu onların bedenlerinden yayılan gerçek kokudur. Hani evliyaların bedeni bozulmaz ve güzel kokar denir ya.. İsteyen istediğine inansın ama ben ikincisine inanıyorum zaten yıkanmış olsalar da bu zamana kadar nasıl kalacak ki o koku.
Mevlana türbesini yan tarafındaki küçük küçük odalarda Mevlevi Dergahından kalma tarihi eşyalar sergileniyor. Oraları da gezdik ve yeniden ecdadımız dedik ne güzel işler yapmış.. O odaları gezerken önümüzde çekik bi kızla bi oğlan vardı; tipleri Koreliye benziyodu ama hiç konuşmadıklarından dillerini duymayınca emin olamadım Koreli olup olmadıklarından. Sonra tam biz müzeden çıkarken gördüm: iki kız gidip onlarla konuşup defterlerine bir şeyler yazdırıyorlardı ve evet Korece konuşuyorlardı -.- Hayırlısı.. Gerçi zaten önceden emin olsam ne yapacaktım, yanlarına gidip ne diyecektim ki?
'Iıı şey uzun süredir arka arkaya geziyoruz da konuşalım dedim' :O saçma bi neden ya da 'Şey ben Korelileri seviyorum da bi fotoğraf çekinebilir miyiz ya da bi imza belki?' :O Ünlü mü bunlar da imza istiyorum. Yani düşününce aslında onlarla konuşmak için bi nedenim olmadığını anladım. Her gördüğümüz Koreliye hazine görmüş gibi bakmak hoş değil bunu anladım. Onlar bizden üstün mü, üstün bi ırk filan mı? Sıradan insanlar onlar da. Üstelik başka bir ülkeye gezmeye gelmişler ve adım başı onları durdurup konuşmaya çalışan Türkler yüzünden gezemiyorlar bile. Bir de onların enaniyetlerini kabartmamız olayı var tabii. Onlara da bize de kötülük aslında bu. Bunu anladım.
5.) Mevlana Çarşısı Alışveriş Merkezi
Yani girişinde böyle yazıyor ama aslen sadece çarşı bence kendileri. Konya'dan hediyelik götürmek isteyenler için müthiş bir yer. Sıra sıra hediyelik eşya dükkanları, şeker dükkanları, hem de uygun fiyata.
6.)Meram Bağları
Serviste Meram bağlarına gidiyoruz dendi ama biz dağ gibi bi yere çıktık sonra ben de emin olamadım acaba dağları dediler de ben mi yanlış anladım diye. Doğru anlamışım bağlarıymış ama dağların üstünde bu bağlar. Konya halkının piknik yapmaya gittiği bir yermiş. Huzurlu. Konya manzaralı.
7.)Tavusbaba Türbesi
Meram bağlarının arasında bir türbe. Aslında içinde yatanın bayan olduğu söyleniyor ve adının da Tavus Hatun olduğu, ama halk arasında tavusbaba diye söylenegelmiş ve adı öyle kalmış. Bilelim, bildirelim: Tavus Hatun.
Bu Tavus Hatun, o dönemin çoğu kişisi gibi Mevlana Celaleddin Rumi'yi görmek, ziyaret etmek, el almak için Konya'ya gelen evliya bir bayanmış. Mevlana Meram Bağlarında dolaşıp tefekkür etmeyi sevdiği için o da orada ikamet etmek istemiş ve oraya bir kulübecik yaptırmış. Sonra vefat edince de o kulübeyi türbesi yapmışlar. Evet farkettim hikayede doldurulması gereken boşluklar var ama bana böyle anlattılar ben de böyle yazdım daha doğrusunu isteyen internetten bakabilir.
8.)Havzan Etliekmek
Evet reklam yapıyorum galiba. -.- Konya'ya gelip de etliekmek yemeden gitmek olmazdı. Burada akşam yemeğini yedik. Ama içimi acıtan şey: kızlar tabağa istediler diye etliekmekleri öyle getirdiler gönül isterdi ki şöööyle uzun uzun getirsinler de öyle yiyelim. Neyse demokrasi galip geldi ne yapalım.
Akşam yemeğinden sonra da Ankara'ya döndük.
THE END
NOT: Bu yazıdaki bilgiler kulaktan dolma bilgiler olup internetten araştırılıp bakılmış değildir. Hatalıysa ara: Tur Rehberimizin Numarasi: 05********* :D
NOT2: Şu yazdığım Koreli turistlerle konuşma konusunda fikrinizi almak isterim. Yorumlarınızı bekliyorum.. :)
Eline sağlık, güzel içten bir yazı olmuş....Koreliler ile ilgili iç sesin çok konuşuyor, senin Koreliler ile konuşmana fırsat vermemiş anlaşılan. :)
YanıtlaSil